Konu Ara

Ders 20: Almanca'da Sık Kullanılan İfadeler


Giriş

Bu derste, Almanca'da sıkça kullanılan deyimleri ve ifadeleri öğreneceksiniz. Bu deyimler, dil becerilerinizi geliştirmenize ve günlük konuşmalarınızı daha akıcı hale getirmenize yardımcı olacaktır.

Yaygın Almanca Deyimler ve İfadeler

  1. schon gut – Peki, pekala.

    • Örnek: „Ich habe es nicht verstanden.“ – „Schon gut.“
  2. pech haben – Şansı olmamak.

    • Örnek: „Wir haben Pech. Es regnet.“ (Şansımız yok. Yağmur yağıyor.)
  3. das macht nichts – Zararı yok.

    • Örnek: „Ich habe keinen Bleistift. Das macht nichts.“ (Kurşun kalemim yok. Zararı yok.)
  4. Jahre lang – Yıl boyunca.

    • Örnek: „Ich lebe hier seit fünf Jahren lang.“ (Beş yıldır burada yaşıyorum.)
  5. es geht – Söyle böyle, eh işte.

    • Örnek: „Wie geht es dir?“ – „Es geht.“ (Nasılsın? - Eh işte.)
  6. einkaufen gehen – Alışverişe çıkmak.

    • Örnek: „Ich gehe morgen einkaufen.“ (Yarın alışverişe çıkıyorum.)
  7. es ist aus – Bitti, sona erdi, kapandı.

    • Örnek: „Endlich ist es aus mit ihrer Freundschaft.“ (Nihayet arkadaşlıkları sona erdi.)
  8. das ist alles – Hepsi bu kadar.

    • Örnek: „Das ist alles, was ich sagen wollte.“ (Söylemek istediğim hepsi bu kadar.)
  9. das wär's – Tamamdır, bu kadar.

    • Örnek: „Das wär's für heute.“ (Bu kadar bugün için.)
  10. guten Tag – İyi günler, merhaba.

    • Örnek: „Guten Tag! Wie kann ich Ihnen helfen?“ (İyi günler! Size nasıl yardımcı olabilirim?)
  11. recht haben – Haklı olmak.

    • Örnek: „Ich glaube, es wird regnen.“ – „Ja, du hast recht.“ (Sanırım yağmur yağacak. Evet, haklısın.)
  12. zu Fuß – Yürüyerek.

    • Örnek: „Ich gehe zu Fuß zur Arbeit.“ (İşe yürüyerek gidiyorum.)
  13. am besten – En iyisi.

    • Örnek: „Am besten lernen wir zusammen.“ (En iyisi birlikte öğrenmemiz.)
  14. nach Hause – Eve.

    • Örnek: „Ich gehe nach Hause.“ (Eve gidiyorum.)
  15. zu Hause – Evde.

    • Örnek: „Ich bin zu Hause.“ (Evdeyim.)
  16. weg müssen – Gitmek, gerekmek.

    • Örnek: „Es ist spät. Ich muss weg.“ (Geç oldu. Gitmeliyim.)
  17. sagen wir – Diyelim ki..., farz edelim.

    • Örnek: „Sagen wir, du hast recht.“ (Diyelim ki, haklısın.)
  18. zum ersten Mal – İlk defa, ilk kez.

    • Örnek: „Ich gehe zum ersten Mal nach Deutschland.“ (İlk defa Almanya'ya gidiyorum.)
  19. nichts dafür können – Elinden bir şey gelmemek.

    • Örnek: „Ich kann nichts dafür, wenn du nicht arbeitest.“ (Sen çalışmazsan ben bir şey yapamam.)
  20. weg sein – Uyur kalmak, sarhoş olmak.

    • Örnek: „Ich bin weg für Galatasaray.“ (Ben Galatasaray'a aşığım.)
  21. eines Tages – Günün birinde.

    • Örnek: „Eines Tages werde ich reisen.“ (Günün birinde seyahat edeceğim.)
  22. einen Augenblick – Bir dakika, bir saniye.

    • Örnek: „Einen Augenblick, bitte.“ (Bir dakika, lütfen.)
  23. von mir aus – Benim için fark etmez.

    • Örnek: „Von mir aus können wir gehen.“ (Benim için gidebiliriz.)
  24. wie geht es dir? – Nasılsın?

    • Örnek: „Hallo, wie geht es dir?“ (Merhaba, nasılsın?)
  25. mit einem Wort – Kısaca, tek kelimeyle.

    • Örnek: „Mit einem Wort, es war großartig.“ (Kısaca, harikaydı.)
  26. keine Ursache! – Bir şey değil, rica ederim.

    • Örnek: „Danke für deine Hilfe! – Keine Ursache!“ (Yardımın için teşekkürler! - Bir şey değil!)
  27. was soll das? – Bu (da) ne demek?

    • Örnek: „Was soll das?“ (Bu ne demek?)
  28. Platz nehmen – Oturmak.

    • Örnek: „Nehmen Sie Platz, bitte!“ (Oturun lütfen!)
  29. auf die Nerven gehen – Birinin sinirlerine dokunmak.

    • Örnek: „Mit deinen dummen Fragen gehst du mir auf die Nerven.“ (Aptalca sorularınla sinirime dokunuyorsun.)
  30. das Licht anmachen – Işığı açmak.

    • Örnek: „Kannst du das Licht anmachen?“ (Işığı açabilir misin?)
  31. vor sich haben – Yapacak şeyi olmak.

    • Örnek: „Ich habe heute vieles vor mir.“ (Bugün yapacak çok işim var.)
  32. du meine Güte! – Tanrım!

    • Örnek: „Du meine Güte! Das ist unglaublich!“ (Tanrım! Bu inanılmaz!)
  33. in Frage kommen – Söz konusu olmak.

    • Örnek: „Dein Problem ist nicht in Frage gekommen.“ (Senin problemin hiç söz konusu olmadı.)
  34. im Wege stehen – Engel olmak, karşısına çıkmak.

    • Örnek: „Ich hoffe, nichts steht mir im Wege.“ (Umarım karşımda hiçbir engel yoktur.)
  35. einigermassen – İyi kötü.

    • Örnek: „Ich weiß einigermassen, wie es funktioniert.“ (Bunun nasıl çalıştığını iyi kötü biliyorum.)

Deyimleri Cümlede Kullanma

Deyimleri cümle içinde doğru bir şekilde kullanmak, dil becerilerinizi geliştirir. Örneğin:

  • „Wie geht es dir?“ – „Mir geht es gut, danke.“ (Nasılsın? - İyiyim, teşekkürler.)
  • „Ich gehe einkaufen.“ – „Guten Tag, ich möchte etwas kaufen.“ (Alışverişe gidiyorum. İyi günler, bir şey satın almak istiyorum.)

Alıştırmalar

  1. Boşluk Doldurma: Aşağıdaki cümlelerde uygun deyimleri yerleştirin:

    • „Es ist spät. Ich muss _______.“ (Gitmek, gerekmek)
    • „Ich habe _______ von diesem Problem.“ (Şansı olmamak)
    • „Könntest du _______ für mich anmachen?“ (Işığı açmak)
  2. Çoktan Seçmeli Alıştırma: Aşağıdaki soruları cevaplayın:

    • 1. "Wie geht es dir?" sorusuna ne cevap verilir?
      • A) Es ist spät.
      • B) Mir geht es gut.
      • C) Ich bin zu Hause.
    • 2. "Das Licht anmachen." ne anlama gelir?
      • A) Işığı kapatmak.
      • B) Işığı açmak.
      • C) Alışverişe çıkmak.

Sonuç

Bu derste, Almanca'da sıkça kullanılan deyimleri ve ifadeleri öğrendiniz. Bu ifadeleri kullanarak konuşmalarınızı zenginleştirebilir ve daha doğal bir dil kullanımı geliştirebilirsiniz. Bir sonraki derste meslekler konusunu inceleyeceğiz.

Alıştırma Cevapları

  1. Boşluk Doldurma:

    • „Es ist spät. Ich muss weg.“
    • „Ich habe Pech von diesem Problem.“
    • „Könntest du das Licht für mich anmachen?“
  2. Çoktan Seçmeli Alıştırma:

    • 1. B) Mir geht es gut.
    • 2. B) Işığı açmak.

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı